Aşıklık Geleneği Bilimsel Kitap Çalışmasıyla Anlatılacak

‘Kars Yöresinde Âşıklık Geleneğinin Gelecek Kuşaklara Aktarımında Yaşanan Sorunlar, Âşıkların Talepleri ve Alternatif Hukuki Çözüm Önerileri’ adlı bilimsel kitap çalışmasında sona gelindi.

Aşıklık Geleneği Bilimsel Kitap Çalışmasıyla Anlatılacak
16 Ocak 2024 - 09:36


Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi Doç. Dr. Sibel POLAT ve Trabzon Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Dr. Öğr. Üyesi Koray İLGAR ortaklığında, Kars yöresi âşıklarının ve âşıklık geleneğinin mevcut durumunun ve güncel sorunlarının ortaya konulduğu, aynı zamanda âşıkların kamuda istihdamının mümkün olup olmadığı ve bunun yanı sıra âşıkların sorunlarına ilişkin kalıcı ve sürdürülebilir şekilde nelerin yapılabileceği hususunda avukat, akademisyen ve âşık görüşleri doğrultusunda elde ettikleri bulguları ve sundukları çözüm önerilerini içeren ‘Kars Yöresinde Âşıklık Geleneğinin Gelecek Kuşaklara Aktarımında Yaşanan Sorunlar, Âşıkların Talepleri ve Alternatif Hukuki Çözüm Önerileri’ adlı bilimsel kitap çalışmasında sona gelindi.

Kars yöresinde âşıklıkların/âşıklık geleneğinin bugünü hakkında bilgi vererek son olarak gerçekleştirdiğiniz ‘Kars Yöresinde Âşıklık Geleneğinin Gelecek Kuşaklara Aktarımında Yaşanan Sorunlar, Âşıkların Talepleri ve Alternatif Hukuki Çözüm Önerileri’ adlı bilimsel kitap çalışmanız kapsamında görüşme yaptığınız kaynak kişiler hakkında bilgi verir misiniz?

Kars’a özgü âşıklık geleneğinin ve sanatının bugüne dek özünü büyük ölçüde koruyarak gelmesinde kuşkusuz Âşık Şenlik’in öncülüğünde başlatılıp sürdürülen usta-çırak uygulaması ve silsilesi oldukça önemli bir yere sahiptir. Âşık Şenlik’ten bugüne dek Karslı âşıkların usta-çırak ilişkisine ve geleneğine sadık ve bağlı kalarak edebi, folklorik, dinsel ve müzikal anlamda iyi, donanımlı ve maharetli çıraklar yetiştirdikleri söylenebilir. Bu anlayış ve düsturla yetişen dünün çırakları bugünün ise usta âşıkları sayesinde Kars âşık sanatının bugünkü nitelikli konumuna eriştiğini belirtmek mümkündür.

Kars yöresi, Türkiye’deki âşıklık geleneği ve kültürü bağlamındaki özel konumu itibariyle Doğu Anadolu illeri içerisinde kendisine özgü farklılıklarıyla ön plana çıkmış olan bir bölgedir. Âşıklık geleneğinin en önemli temsilcileri ve taşıyıcıları olan gezginci Karslı usta âşıkların çabası ve halkının ilgisi-sevgisi sayesinde kuşaktan kuşağa aktarılarak varlığını bugüne dek sürdüren Kars’ın yöresel ve âşık müziği günümüzde kamu kurumlarının özel gün ve haftalarında, anma etkinliklerinde, dernek gecelerinde, âşıklar bayramında, festivallerde, şenliklerde, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilen konserlerde yerini almakta ve önemini korumaya devam etmektedir. Aynı zamanda Karslı âşıklar günümüzün hızla gelişen teknolojisini yakından takip etmekte ve artık cep telefonları ve bilgisayarlar üzerinden basit bir şekilde YouTube üzerinden kendileri tarafından kurulan kanallar ve çeşitli sosyal medya platformları (Facebook, Twitter, Instagram, Tiktok gb.) aracılığıyla bulundukları köy ya da şehir fark etmeksizin seslerini tüm dünyaya rahatlıkla duyurabilmektedirler. Bugün televizyon ve radyo programlarının yanı sıra tüm dünya için yeni sayılabilecek online ortamların Karslı âşıklar için de yeni icra ortamları olduğu ve Karslı âşıkların aktif olarak online ortamları kullanarak sosyal medya platformları aracılığıyla dinleyici kitleleri ve takipçileriyle iletişim kurabildikleri, böylece daha fazla tanınır ve bilinir olmaya çalıştıkları görülmektedir. Bunun yanı sıra Kars'ta son yıllarda yaygınlaşan Kış Turizmi ve Doğu Ekspresi etkisi ile yoğun bir turist ziyaretinin başlamış ve bu ziyaretlerin Kars’taki işletmeleri ve âşıkları günün koşullarına uymak zorunda bırakmıştır. Kars’ın en önemli yöresel unsurlarından birisi olan âşıklık sanatını günümüze taşıyan âşıkların da turizm sektöründe kendilerine yeni icra ortamları bularak turizme hizmet etmeye çalıştıkları ve kafe, restoran, otel gibi mekânlarda turistlere âşıklık sanatını tanıtma ve sevdirme gayreti içerisinde oldukları, geçmişte olduğu gibi bugün de âşıklık sanatını aynı heyecan ve istekle yaşatmaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya çalıştıkları, bir yandan da bu sayede kendilerinin ve ailelerinin geçimlerini sağlamaya çalıştıkları görülmektedir.

Muhakkak ki her yeni durumda olduğu gibi âşıklık sanatının icra edildiği bu yeni ortamlar bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Birazdan bahsedeceğimiz köklü bir geçmişe sahip olan kadim kültürümüzün sorunlarını ortaya koymak, bu sorunlara ilişkin kalıcı çözüm önerileri sunmak ve bunların hayata geçirilmesini sağlamak bizim vatandaşlık görevimizdir.

Araştırma konusu kapsamında dört temel soru hazırlanmış; birinci temel soru ile ilişkili olarak Karslı Âşık Günay Yıldız, Âşık Bahattin Yıldızoğlu, Âşık Arif Tellioğlu ve Âşık İlgar Çiftcioğlu ile, ikinci temel soru ile ilişkili olarak İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’ndan Prof. Metin Eke, Ege Üniversitesi (EÜ) Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı’ndan Öğr. Gör. Hüseyin Koçak, Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Devlet Konservatuvarı’ndan Doç. Dr. Mahir Mak ve Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’ndan Öğr. Gör. Adil Çete ile, üçüncü temel soru ile ilişkili olarak Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Türk Halk Edebiyatı Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Adem Balkaya ile, dördüncü temel soru ile ilişkili olarak da Karslı olan ve aynı zamanda Kars’ta görev yapan Serbest Avukat Sinan Erdağı ile görüşmeler gerçekleştirilmiş ve araştırma konusu ile ilgili olarak mevcut durum tespit edilerek, araştırmanın problemine ilişkin kalıcı ve sürdürülebilir şekilde nelerin yapılabileceğine ilişkin elde edilen bulgular doğrultusunda önerilerde bulunulmuştur.

Avukat Sinan Erdağı’nın âşıkların, üniversitelerin konservatuvar, fakülte, araştırma merkezi ve sürekli eğitim merkezi gibi birimlerinde değerli bilgi birikimlerinden yararlanılabilmesi için sürdürülebilir alternatif hukuki çözüm önerilerine ilişkin elde ettiğiniz sonuç ve önerilerinizi paylaşır mısınız?

Bu hususta Anayasamızın; 63. maddesinde “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır” ve 64. maddesinde de “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır” şeklinde hükümlerin olduğu, ancak âşıklık geleneğini sürdürebilmek amacıyla hiçbir şekilde Devletin anayasa ile zorunlu tuttuğu, korunmaya ve bu faaliyetlerin desteklenmesine ilişkin olarak aktif bir yasal düzenlemenin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Âşıkların özellikle üniversitelerin Konservatuvar, Güzel Sanatlar ve Edebiyat Fakültelerinin âşıklık sanatı ile ilgili olan bölümlerde uygulamalı derslere katkı sunabilmeleri ve bu sanatsal faaliyetlerinin karşılığında belirli bir ücret alabilmeleri için mevcut yasal düzenlemelerin yetersiz olduğu, mevzuatta bu şekilde bir hizmet alımını düzenleyen herhangi bir yasa, yönetmelik ya da benzeri metin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu kültürel birikimin yaşatılmasını, geliştirilmesini ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak son derece önemlidir. Bu kapsamda da âşıklar ve onların bizzat yaşadıkları sorunlarla birlikte, müzik ve Türk halk edebiyatı alan uzmanlarının yanı sıra hukukçuların alternatif önerileri de değerlendirilerek disiplinler arası sunulan çözüm önerileri doğrultusunda yasal izinlerin ve yasal mevzuatın düzenlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Kişisel faaliyetler ve inisiyatiflerle bugüne kadar âşıkların Devlete bağlı bir kısım yerlerde misafir sanatçı kadrosunda ya da başka kadrolarda istihdam edilerek bu kişilere geçici çözümlerle destek sağlandığı fakat kalıcı ve sürdürülebilir bir düzenlemenin henüz yapılmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anayasanın 63. ve 64. emredici hükümleri kapsamında âşıklar ve mahalli sanatçılar ile ilgili olarak kanun ve kanun hükmünde kararnamelerin çıkarılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Âşıkların Kars turizminin gelişmesiyle birlikte çeşitli mekânlara çıkma suretiyle sadece insanların verdikleri bahşişler ile geçimlerini sağlamak zorunda kaldıkları, bu durumun da uzun vadede âşıklık sanatına zarar verebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde mahalli sanatçılar ve âşıkların değerlendirildikleri taktide hem sosyal güvenlik ve ekonomik anlamda güvence altına alınmaları hem de özgür bir şekilde sanatlarını icra edebilmelerine katkı sağlanabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Hatta bu şekilde bir istihdam sonrasında âşıklar aracılığıyla bu kültürün yaşatılması ve tanıtılması amacıyla köy köy, mahalle mahalle gezmelerine imkân sağlanarak çeşitli faaliyetler ve dinletiler gerçekleştirebilecekleri ve ancak bu şekilde âşıklık sanatına eski itibarının yeniden kazandırılabileceği ve bu sanatın bir cazibe haline getirilebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Âşıkların alınacakları kadrolara ilişkin görev tanımlarının net bir şekilde belirlenerek sanatçı kimlikleri ile sanatlarını rahatlıkla icra etmelerine imkân sağlayacak düzenlemeler ile kamuda çalışmaları sağlanabilir.
Âşıkların, üniversitelerin konservatuvar, fakülte, araştırma merkezi ve sürekli eğitim merkezi gibi birimlerinde değerli bilgi birikimlerinden yararlanılmasına ilişkin akademisyen görüşlerine dair elde ettiğiniz sonuç ve önerilerinizi paylaşır mısınız?

Türkiye'nin bünyesinde barındırdığı zengin müzikal unsurları sesiyle ve sazıyla icra edebilen âşıkların ve yöresel sanatçıların; üniversitelerin konservatuvar, fakülte, araştırma merkezi ve sürekli eğitim merkezi gibi birimlerinde bilgi birikimlerinden ve deneyimlerinden yararlanılması gerektiği yönünde tüm akademisyenlerin olumlu görüş bildirdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Türk Müziği adı ile kurulan konservatuvarların ve bölümlerinin besin kaynağının âşıklar ve yöresel sanatçılar olduğu, Türk Halk Müziği Repertuarında yer alan eserlerin birçoğuna âşık olarak bilinen sanatçıların kaynaklık ettiği, dolayısıyla köklü bir geçmişe sahip olan âşıklık geleneğinin ve icracılarının ya da mahalli sanatçıların bilgi birikimlerinden ve deneyimlerinden yararlanılarak hem edebî hem de icrasal boyutu hakkında öğrencilerin bilgilendirilmesi, farkındalıklarının arttırılması ve atölye çalışmaları, ustalık sınıfı, dinletiler ve konserler gibi çeşitli faaliyetler ile âşıklar ve mahalli sanatçıların öğrencilerle buluşturulmalarına imkân sağlanması, yöresel usta mahalli sanatçıların kendi yöre ezgilerini geleneksel tavır ve söyleme üsluplarıyla icra etmelerinin ya da âşıklar tarafından icra edilen âşık makamlarının tanıtılması ve öğretilmesi, çalıp söyleme tavrı ile üslubunun öğrencilere öğretilmesinin çalıp söyleme geleneğinin ve bu kültürün devamı açısından ayrıca öğrencilerin doğrudan kaynağa ulaşabilmeleri ve onları tanımaları bakımından da çok önemli olacağı gibi aynı zamanda bu yöntemin öğrenciler için daha etkili ve kalıcı bir öğrenme şekli olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Akademisyenlerin genel olarak âşıkların ve yöresel sanatçıların derslere katkı sunabilmeleri ve bu sanatsal faaliyetlerinin karşılığında belirli bir ücret alabilmeleri yönünde olumlu ortak görüşlerinin olduğu fakat bunun için yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiği yönünde de görüşlerinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Karslı âşıklar tarafından âşıklık geleneğinin gelecek kuşaklara aktarılması süresinde yaşadıkları sorunları ve âşıklar/âşıklık geleneği üzerine düşünceleri, beklentileri ve taleplerine ilişkin elde ettiğiniz sonuç ve önerilerinizi paylaşır mısınız?

Âşıkların/âşıklık geleneğinin Devlet tarafından desteklenerek bu sanatın yaşamasına, âşıkların sanatlarını özgün haliyle icra etmelerinin ve geçim kaygısı duymaksızın daha iyi koşullarda müzik yapmalarının sağlanmasının ve gençlerin de bu sanata ilgi duymalarına katkıda bulunulmasının âşıklık geleneği için çok önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Görüşme yapılan âşıkların tümünün 2000 yılına kadar birçok çırak yetiştirdikleri, hatta yetiştirdikleri çıraklarının Kars’ta bugün aktif bir şekilde âşıklık geleneğini devam ettiriyor oldukları tespit edilmiştir. Bununla birlikte, âşıkların üçünün genç kuşak (2000 - 2010 / Z kuşağı - 2011 ve sonrası / Alfa kuşağı) insanlardan hâlihazırda yetiştirmekte oldukları çıraklarının olmadığı ve âşıklardan sadece birinin genç kuşak insanlardan yetiştirmekte olduğu bir çırağının bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çırak sayısının giderek azaldığı Kars yöresinde usta âşıklar tarafından yörede yeni çırakların keşfedilmesi için gerekli imkânların sağlanması, aynı zamanda âşıkların gittikleri yerlerde halka ücretsiz dinletiler vermelerine imkân sağlanması ve bu dinletilerin düzenli olarak yapılmasının önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Âşıklık geleneğinin özüne uygun bir şekilde özgünlüğünü bozmadan gelecek kuşaklara aktarılması, eskiden olduğu gibi âşıklık geleneğinin doğal ortamda yaşatılması hususu önemlidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı kimliğine sahip âşıkların herhangi bir sosyal güvenliklerinin olmaması, Kültür Bakanlığı sanatçı kimliğine sahip olan icracıların sınav karşılığında elde ettikleri bu kartların hiçbir ayrıcalığının olmaması da ayrıca bir sorundur. Bu konu ile ilgili olarak en önemli ayrıcalık sanatını köy köy, şehir şehir, ülke ülke gezerek icra eden âşıklara maddi olarak katkı sağlanması, yol, konaklama, yeme-içme gibi giderlerinin karşılanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca bu karta sahip sanatçılara indirimler yapılarak kendilerini özel hissetmeleri, kendilerine değer verildiğine inanmaları ve sanatlarını icra edebilmeleri için sunulan bu imkânlar aracılığıyla daha fazla sanatsal faaliyet yapmaları adına teşvik edilmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kayıtlı âşıkların ve mahalli sanatçıların kimlikteki doğum yeri bilgilerine göre değil, ikamet ettikleri yere göre kaydedilmesi günümüzde Türkiye genelinde kaç tane Karslı âşık ve mahalli sanatçı olduğu konusundaki sayısal verilerin elde edilmesinde karşılaşılan ciddi bir sorundur. Türkiye’deki diğer şehirlerde yaşayan âşıklar ve mahalli sanatçılar için de durum farksız değildir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sanatçı kimliği verilmek üzere gerçekleştirilen sınavda âşıkları değerlendiren jüride yöresel herhangi bir âşığın bulundurulmaması aynı zamanda usta ya da çırak fark etmeksizin herkese aynı kimliğin verilmesi hem sağlıklı bir seçim yapılamamasına yol açan hem de yörede usta-çırak ilişkisini olumsuz yönde etkileyen bir uygulamadır. Bu nedenle usta âşıklar giderek çırakların gözünde saygınlığını yitirmeye ve çevrimiçi ortamda âşık müziği dinleyerek kendilerini âşık olarak nitelendiren sanal ortamda yetişmiş sözde âşıklar ortaya çıkmaya başlamıştır.
Kafkaslardan öncelikle Kars’a gelen âşıkların âşıklık geleneğini Türkiye’ye bu yöreden yaymış olmaları nedeniyle Kars çok önemli bir şehirdir. Dolayısıyla Türkiye’de Kars merkezli bir âşıklar birliği ya da âşıklar federasyonu kurularak âşıklar belirli bir çatı altında toplanabilir.
Son olarak; Karslı âşıklara kurumsal anlamda sanatçı kimlikleri ile kamuda istihdam sağlanamaması nedeniyle genç bireylerin âşık çırağı olmak istememeleri, bu nedenden ötürü de ailelerin çocuklarını bir âşığa çırak olarak vermek istemedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla bu konunun özellikle Valilik, Belediye, Üniversite, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü gibi şehrin önemli kurum yetkililerinin ve aynı zamanda kendisinin de Karslı olması münasebetiyle âşıklar ve yaşadıkları sorunlar ile yakından ilgili ve bilgi sahibi olan Avukat Sinan Erdağı’nın da bir arada olduğu toplantılar aracılığıyla âşıklar/âşıklık sanatı ile ilgili olarak sürdürülebilir, kalıcı çözüm önerilerinin sunulması, bu geleneğin özüne uygun şekilde yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için nelerin yapılabileceği hususunda görüşmelerin yapılması elzemdir.

Burada içeriğinden kısaca bahsedilen araştırma konusu, kitap çalışmasında daha ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Kitap yayımlandığı zaman değerli okurlarımız bu konuyla ilgili olarak bilgilendirileceklerdir.

UMUT

Usta görmüş âşıklarız, bizden sizlere öğüt;

Bizde ata yadigârı, sizde bilimseldir metot,

Yıllardır usanmadan veriyoruz sorularınıza yanıt,

Hem çalar hem söyleriz, sözümüz tarihi kanıt.

Derdimiz derdiniz olsun, ünvan olmasın tek dert,

Ahde vefa zamanıdır bu sanata destek şart!

Sahipsiz öz kültürümüz, az kaldı olacak mat,

Dert edinin bu sanatı, artacak değeri kat be kat...

Âşıklara sahip çıkın, huzur bulsun ata yurt,

Yönümüz, yolumuz şaştı bu sanata akort şart!

Turist eğlendirir olduk, YÖK Başkanım aşığa el at!

Akademide olmak arzumuz, derdimiz ne para ne kat ne de yat.

Polat ağlar halimize az kalmış yakacak ağıt,

Akademidir yerimiz içimizde hâlâ umut,

Âşıklara kulak verin sözümüz sanki de yakut,

Restoran mı layığımız? Verin şimdi bize yanıt.

(Doç. Dr. Sibel Polat’ın âşıkların gözüyle akademik camiaya seslendiği şiiri. 16 Temmuz 2023 KARS)

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum