Gönül isterdi demokrasinin işlediği adayların eşit yarıştığı yeni adayların çıktığı bir kongre olsaydı. Bugün burada sadece bir kongre salonunda değiliz. Bugün burada bir vicdanın, bir geleneğin, bir davanın muhasebesindeyiz. Bu kongre, yalnızca bir koltuk yarışı değil, partimizin kaderini belirleyecek bir eşiktir.
Cumhuriyet Halk Partisi, masa başında delege yazanların, emektar partilileri kapının önüne koyanların, kendi küçük iktidar hırslarını örgütün ve üye iradesinin üstüne çıkaranların partisi değildir! Yoldaşlar, bugün ne yazık ki Mevcut il başkanımız partinin tüzüğünü değil, kendi çıkarını rehber edinmiş bir anlayışla hareket ediyor. Kendi masasının başında, dar bir çevreyle, "benim delegem, benim örgütüm" anlayışıyla liste hazırladı ve merkez ilçe seçimini aldı. Oysaki genel merkezimizin delege seçimlerinde sandık koyulması ve koymayanlar için seçim tarihi verilmeyecek denen genelgesine rağmen masa başında işi bitirdiler. Ve bakıyoruz o listelere; ne hikmetse hep tanıdık soyadlar! Bir bakıyorsun akraba, bir bakıyorsun çalışan, bir bakıyorsun iş ortağı... Hani neredeyse "aile meclisi" demek daha doğru olur! Bu, örgüt iradesi değildir!
Bu, parti içinde küçük bir kayyum rejimidir!
Evet, yanlış duymadınız... Nasıl ki ülkede kayyum atamalarıyla halkın iradesi gasp ediliyorsa, bugün Kars'ta da il başkanı kendi masa başı oyunlarıyla örgütün ve üyenin iradesine kayyum atamaktadır! Biz buna susarsak, yarın halkın iradesine sahip çıkma hakkımızı da kaybederiz. Biz buna göz yumarsak, Atatürk'ün kurduğu bu partide demokrasi yalnızca bir tabela süsü olur. Bugün partimizin kapısından içeri adım atamayan nice emektar var...
Yıllarını bu partiye vermiş, kar kış demeden afiş asmış, bayrak taşımış, seçim günü sandık başında sabahlamış yoldaşlarımız, bir kişinin keyfi yüzünden dışlanıyor, yok sayılıyor! Bunlar, bu partinin asıl sahipleri, asıl kahramanlarıdır. Ama birileri, onları "artık işimiz yok" diyerek, kendi küçük hesaplarına kurban ediyor. Bu mu örgütçülük? Bu mu yoldaşlık? CHP'nin tarihi; kişisel iktidarların değil, örgüt dayanışmasının tarihidir. Bu partide kimse "ben yaptım oldu" diyemez. Bu partide kimse, "listeyi ben yazarım, kimse karışamaz" diyemez! Çünkü biz bir kişi için değil, bir inanç için buradayız! O inanç, demokrasi inancıdır! Arkadaşlar, artık bu maskelerin düşme zamanı geldi. Kars örgütü, susturulamaz.
Kars örgütü, iradesini çiğnetmez. Ve biz belediye başkanları, meclis üyeleri, delegeler; bu adaletsizliğe sessiz kalırsak, yarın dönüp halkın karşısına "adalet" diyemeyiz.
Biz diyoruz ki: Bu parti masa başı operasyonlarla değil, sokağın sesiyle, emekçinin nefesiyle yönetilmelidir.
Biz diyoruz ki: Tüzük herkese eşit uygulanmalıdır. Hiç kimse partinin üstünde değildir. Hiç kimse üyelerin iradesini tutsak alamaz. Cumhuriyet Halk Partisi bir tabeladan ibaret değildir. O, bu ülkenin vicdanıdır. Ve biz, bu vicdanı korumak için buradayız. Eğer bugün partide demokrasi yoksa, yarın bu ülkeye de demokrasi getiremeyiz. O yüzden açık söylüyorum: Bu örgüt, masa başı delege hesaplarının, kayyum anlayışlı yöneticilerin, emektar partilileri dışlayanların eline bırakılmayacak kadar değerlidir. Ya tüzük, adalet ve demokrasi yeniden ayağa kalkacak... Ya da partinin ruhu bir daha geri dönmemek üzere yaralanacaktır.
Biz susmayacağız.
Biz boyun eğmeyeceğiz.
Biz bu davanın onurunu, kimsenin masasında kirlettirmeyeceğiz!

Yorumlar (0)