Karslı Girişimci Kadınlar Derneğince hazırlanarak, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nce kabul edilen "Aile Birliğini Koruma ve Yaşatma Festivali" adlı projesinin tanıtımı yapıldı.
Kars 1855 Restoranda gerçekleştirilen yemekli toplantıda, AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın, Kars Belediye Başkanı Ötüken Senger, Kafkas Üniversitesi öğretim üyeleri, Sivil Toplumla İlişkiler İl Müdürü Cafer Avınca, ilgili kurum müdürleri ile STK temsilcilerine projenin tanıtımı yapıldı.
Karslı Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Serap Çetin Çağatay, toplantıda yaptığı bilgilendirmede, aileyi ilgilendiren "Aile Birliğini Koruma ve Yaşatma Festivali projesinin, gençleri bilinçlendirme ve eğitme konusunda önemli bir adım olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını ‘Aile Yılı’ olarak ilan ettiğini hatırlatan Başkan Çağatay, bu projenin ülkemizin aileye yönelik önemli bir problemini çözme çabası içerdiğine dikkat çekti.
Çağatay: “Sivil toplum örgütü olarak, toplumsal sorunlara ve ihtiyaçlara çözüm odaklı faydalı olmanın ve bu sorunları görünür kılmanın önemli olduğunu biliyoruz. Bu proje, Kars’ta aile yapısının korunmasının, genç kuşaklar tarafından içselleştirilmesini sağlamayı, gençlerin aile içi iletişim, sorumluluk ve değerler konusunda farkındalığı arttırmayı hedefliyor. Ayrıca üniversite öğrencilerinin aile birliğine yönelik çalışmalara aktif katılımını sağlamayı, aile içi çatışma ve çözüm yolları üzerine gençlerle birlikte düşünme ortamı yaratmayı, aile bireylerinin iletişim becerilerini güçlendirmeyi, aile içi şiddet ve çatışma oranlarını azaltmayı hedeflemektedir.” Dedi.
Aile Birliğini kurmak ve korumak ortadan kalkma riski taşıyor
Projenin Koordinatörü Doktorant Nur Banu Çağatay da projenin içeriği hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Toplumun, insanın ve devletin sürekli oluş hali içerisinde olan yapılar olduğuna dikkat çeken Nur Banu Çağatay: “Toplumun ihtiyaçları ve öncelikleri değişkendir ve değişip dönüşebilir. Bu öncelik ve ihtiyaçları gidermede, planlamada, düzenlemede, şekillendirmede; devlet ve yönetimler kadar, sivil toplum örgütlerinin de önemli bir yeri vardır. Uzak geçmişte toplumu oluşturan birim olarak aileyi kurmak, yaşatmak ve devam ettirmek üzerine bugünkü kadar kritik bir hal belirmemiştir. Çünkü bugün aile kurmanın zorluğu, sadece savaşlardan veya hastalıklardan mütevellit değil, bilakis bireysel tercihlerden, aile kurumuna dair oluşan negatif düşüncelerden ve kadın - erkek rol çatışmasından kaynaklanmaktadır.
Aile Birliği Meselesi Devletin Birliği Meselesidir
Aile, yani eski Türkçede ‘Oğuş’ olarak bilinen ve ‘oğ’ yani çocuk evlat anlamına gelen, çocuklardan oluşan topluluk, soyun devam ettiği yer, yani hanedir. Oğuşlar bir araya gelerek Urug (yani sülale), Uruglar birleşerek Bodun (yani halk/millet), onlarda birleşerek il yani devleti oluştururlar. Bu yüzden aile birliği meselesi devletin birliği meselesidir. Bugün değişen konjonktürde, modernizasyon adı altında bireyin izolasyonu sağlanmaktadır. Birey, yalnızlaştırılarak; önce kendi ebeveynlerinden uzaklaştırılarak sonra karşı cins ile kuracağı aile yapısından soğutularak, yeknesanlığa sürüklenmektedir. Böylelikle birey özgürlük vaadi ile yaşadığı yalnızlıkla içinde bulunduğu duygusal/ruhsal erozyon içerisinde kırılganlaşmakta ve daha kolay yönetilebilir yönlendirilebilir olmaktadır. Muhafazakâr düşüncenin tarihinde ara kurumlar denen, bugün sivil toplum dediğimiz yapının oluşması, toplumu ve ülkeleri yöneten gücün karşısında bireyin savunmasız kalmamasını sağlamak üzere savunulmuştur. Bu ara kurumları, cemiyetleşmeyi oluşturan birim de ailedir. Ailesiz yani ortak kültürün, örfün adetin ve bilincin yokluğunda bu ara kurumların da var olması mümkün değildir. Bu oluşumlar aidiyet ve güven duygusunun inşasını sağlamaktadır. Maalesef bugün hem gençlerimizde hem birçok insanımızda bu aidiyet ve güven duygusu yok olmuştur. Artık bir işe, bir insana bir kuruma sadık kalabilmek, ait hissedebilmek güçleşmiştir. Bu da uzak gelecekte, şimdilerde sinyallerini gördüğümüz ulus olma bilincini ve ulus millet anlayışını da köreltebilir, yok edebilir. Ülkemiz göç alan ve göç veren bir ülkedir. Bu durum elbette önce kültürü, sonra aileyi ve bölgenin ekonomisini etkileyebilmektedir.
Kafkas Üniversitesi öğretim üyelerinden büyük destek
Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Sayın Deniz Özyakışır hocamızla da yaptığımız hasbihal sonucunda, kedisinin çok kıymetli saha araştırmalarının olduğunu gördük. Bölgede tarımsal anlamda aile yapısının neden etkin olduğunu ve ayrıca aile kurmada ekonominin birbirini nasıl etkilediği üzerine projenin çalıştay aşamasında bilgi paylaşımlarını katılımcılarımıza yapacaktır.
Eşit olma istenci ile kadın- erkek rol çatışması, her geçen gün daha çok artmaktadır. Beşeriyatı göz ardı ederek yapılan bu eylem, aslında kadının sahip olduğu; doğum yapabilmek, anne olabilmek, zor elde edilebilir olmak ve var olanı güçlendirip aktarabilmek özelliklerini elinden almaktadır. Oysa kadına özel olan ve yapması da bir o kadar güç ve kıymetli olan bu özellikler sıradanlaştırılmıştır. Erkeğin; korumacı, savaşçı, güçlü olma özellikleri de bir o kadar eksiltilmiştir. Artık sorumluluk almak istemeyen, sahiplenmeyen, yanında olanı, ötekine karşı korumak istemeyen ve elindeki malı bir başkası ile paylaşmak istemeyen bir biçim almıştır. Bu durum elbette bu iki cinsin güven ve aidiyet bağı içerisinde bir araya gelmesini zorlaştırmaktadır.
Bu ve buna benzer konular için, İlahiyat Fakültesinden din felsefesi ve sosyolojisi alanında öğretim üyesi olan Abdurrahman Yalçi hocamız da, ailenin ve bireyin beşeriyatı hakkında alandaki kıymetli bilgilerini bizimle paylaşacak.
Eğitim Bilimleri Fakültesinden Devrim Erginsoy Osmanoğlu da Psikoloji alanında, Şenay Özen Altınkaynak okulöncesi eğitim alanında atölye çalışmalarımızda bilgilendirmeler yapacaktır.
Proje destekçilerimiz olan; Sayın Valimiz Ziya Polat’a, Milletvekilimi Sayın Adem Çalkın’a, Kars Sivil Toplumla İlişkiler İl Müdürlüğüne, Kars Milli Eğitim Müdürlüğüne, Kars Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne ve Ani Vakfı’na teşekkür ederiz.
Manevi desteklerinden ve mentorlüklerinden dolayı KAKÜV Koordinatörü sayın Daluk Emrah Yıldırım’a ve İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Sayın Levent Gelibolu’ya teşekkürlerimizi iletiyoruz. İçişleri Bakanlığımız ve destekçilerimiz ile gerçekleştireceğimiz projemizin ilimize ve devletimize faydalı olmasını temenni ediyoruz.” Dedi.
Milletvekili Çalkın: Aileyi Teknolojiye Kurban Etmeyelim
Tanıtım toplantısında konuşan AK Parti Kars Milletvekili Adem Çalkın da: “Aileyi Teknolojiye Kurban Etmeyelim. Bir yerde Kafkas Üniversitesi varsa orada çok şey vardır. Üniversitemiz hem Kafkasya’ya hem Anadolu’ya yüzünü dönmüş güçlü bir kurum haline geldi. Akademisyen kadrosu her geçen gün daha da güçleniyor. Bugün burada aileyi konuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu yılı aile yılı ilan etmesi oldukça dikkat çekicidir. Hep birlikte bunun farkındayız ki, dünyada aile kavramı Allah korusun yok olmaya başladı. Ama Türkiye’de de iletiş kanaları değişti. İnsanlar artık şu telefon denilen cihazla bitişik hale geldi. Her işini, her sorununu telefonla halletmeye başladı. Yapay zekayla da ve teknolojik gelişme ile her işini bu şekilde yapmaya başladı. Dolayısıyla bizlerin aileyi ve gençlerimizi bu mecraya kurban etmememiz lazım. Bu konu devleti ve güvenliği de ilgilendiren bir konudur. Gittikçede yukarıya doğru tırmanarak aile ile birlikle toplumun tamamını kapsadığı için ciddi bir risk ortaya çıkıyor. Bunun için aile yapısına sahip çıkma adına Cumhurbaşkanımız örf, adet, gelenek, dini ve milli değerlere özellikle bu mihavalde yetişmesi için büyük gayretleri var. Özelikle aile birliğinin ayakta kalması için de Aile Bakanlığımızın da çok büyük gayretleri var. Bu nedenle hayata geçirdiğiniz “Aile Birliğini Koruma ve Yaşatma Festivali” projesini önemsiyoruz ve sizlere bu projenin yürütülmesi sürecinde başarılar diliyoruz” dedi.
