Hyundai'den Şok ÖTV İtirafı: O Elektrikli Modellerde Neden Kar Edilmiyor? GM Berkel Açıkladı!

Hyundai Türkiye'nin üst düzey yöneticisi Genel Müdür Murat Berkel, Antalya'da gerçekleştirilen yeni Inster modelinin lansmanında yaptığı açıklamalarla otomotiv sektöründeki güncel duruma ve özellikle elektrikli araç pazarındaki gelişmelere dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Berkel, özellikle Ioniq 5 ve Ioniq 6 gibi popüler elektrikli modellerde yüzde 10'luk Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) diliminden yararlanabilmek adına kar marjlarından feragat ettiklerini belirterek dikkat çekti.

Elektrikli Araçlarda Yüzde 10 ÖTV Avantajı ve Matrah Güncellemesi Neden Önemli?

Dünya gazetesinde yer alan habere göre, Hyundai Türkiye Genel Müdürü Murat Berkel, konuşmasında tüm otomotiv sektörünün belirli modellerde yüzde 10 ÖTV dilimiyle araç sunabildiğine işaret ederek, bu avantajın sürdürülebilirliği için matrah güncellemesinin gerekliliğinin altını çizdi. Berkel, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu avantajın devam edebilmesi için de matrah güncellemesi kesinlikle gerekli. Biz, Türkiye pazarında elektrikli araç sunan mar­kalar olarak artık ciddi anlamda sıkıştık. Bu kadar yüksek kur artışları yaşanırken fiyatları bu sı­nırlarda tutmaya çalışmakta gerçekten zorlanıyoruz. Bu sadece Hyundai’nin de­ğil, şu anda elektrikli araç satan tüm markaların ortak sıkıntısı. Eğer kur tekrar yukarı yön­lü bir hareket sergilerse, birçok model ÖTV dilimi değiştirmek zorunda kalacak ve bu da kaçınılmaz olarak fiyatların pa­halanması anlamına gelecek. Yüzde 10'luk ÖTV dilimi, elektrikli araçlar için önemli bir cazibe merkezi oluşturuyor. Bu cazibenin devam etmesi için ba­remlerin yukarı doğru çekilerek yüzde 10 ÖTV diliminin korunması gerekiyor. Yerli üretim olan Togg bu­rada önemli bir itici güç konumunda. Biz de Hyundai olarak, tüketicilerimizi Ioniq 5 ve Ioniq 6 modellerinden yüzde 10 ÖTV avantajıyla fay­dalandırmak için bu modellerden kâr etmiyo­ruz” ifadelerini kullandı.

Çinli Üreticilerin Rekabet Stratejileri ve Pazardaki Etkileri Nelerdir?

Murat Berkel, son dönemde Türkiye pazarında da etkisini artıran Çinli otomotiv üreticileri hakkında da önemli değerlendirmelerde bulundu: “Rekabet her zaman güzeldir ve tüketicinin lehinedir. Çinli marka­ların pazardaki yayılımını da engelleye­mezsiniz; bu bir realite. Ortada elde edilmiş bir hak var ve devlet de buna olanak tanı­yor. Ancak bizi asıl zorlayan kısım, bu markaların benimsediği agresif fiyat politikaları ve bu politikayı ısrarla de­vam ettirmeleri. Bu durum, pazardaki yerleşik marka­ları doğal olarak zorluyor. Çinli üreticiler de pazara hızlı bir şekilde entegre olmak ve pazar payı kazanmak için böyle bir strateji izliyorlar. Biz de Hyun­dai olarak, bu rekabet ortamında pazar payı kaybet­memek için her türlü önlemi­mizi alıyoruz ve almaya da devam edeceğiz. Bu arada, bu re­kabet sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil; dünyanın tüm ülkelerinde benzer bir tablo var. Herkes Çin otomotiv endüstrisinin küresel yayılımına karşı kendi pozisyonunu al­mış ve stratejilerini buna göre şekillendiriyor durumda. Benim kişisel tahminim, marka­ların bu küresel yayılımı için Çin Dev­leti de üreticilerini çeşitli şekillerde destekliyor. Daha global ve etkili bir oyuncu olma yönünde stratejik hamle yapıyor­lar” dedi.

Otomotiv Satışlarında Nakit Ödemelerin Artışı ve Kredi Faizlerinin Durumu Piyasayı Nasıl Etkiliyor?

Berkel, otomotiv satışlarında son dönemde yaşanan önemli bir değişime de dikkat çekerek, sa­tışların artık yüzde 80’inden fazlası­nın nakit olarak gerçekleştiğini aktardı ve şu değerlendirmelerde bulundu: “Ekonomide sıkı para po­litikası uygulaması devam ediyor. Biz şu anda tüketicilere yüzde 3,99’lar seviyesinde kredi faizi sunabi­liyoruz. Hatırlatmak gerekirse, biz en son bundan 4-5 yıl önce yüzde 1’lerde, hatta yüzde 0,99’larda kredi faizi sunuyorduk. Ancak mevcut ekonomik koşullarda bu şekilde devam etmesi çok zor. Tüketicinin alım gücünü desteklemek ve pazarı canlandırmak için kredi faizlerinin mutlaka aşağıya gelmesi ge­rekir. Araç fiyatları, döviz ku­runa bağlı olarak sürekli artıyor. Ama maalesef insanların gelirleri aynı para­lelde ve hızda artmıyor. Bu koşullar altında araçlara ulaşılabilirlik her geçen gün daha da zorlaşı­yor. Bu zorluğu azaltacak olan en önemli enstrüman ise kredi, hatta cazip koşullu kredi imkanlarıdır. Eğer bu kredi koşulları yakın zamanda iyileşmezse, otomotiv pazarını daha da derinden etkilemeye başlayacak. Bugün baktığımızda en ucuz sı­fır kilometre bir aracın fiyatı bile 1 milyon TL'nin üzerinde. Kredi kullanmadan orta gelir­li bir vatandaşın bu aracı satın alması gerçekten çok zor.”

Türkiye'de Üretilecek Tamamen Elektrikli Bir Hyundai Modelinin Avantajları Neler Olacak?

Murat Berkel, Türkiye’de üretilmesi gündemde olan tamamen elektrikli bir Hyundai modelinin potansiyel avantajları hakkındaysa şu önemli noktalara değindi: “Bir elektrikli aracı burada, Türkiye'de üretmenin en büyük avantajı, öncelikle ithal edilen bir elektrikli araca göre çok daha iyi ve etkin bir stok yönetimi olacağı kesin. Tedarik zinciri anlamında herhangi bir sıkıntı yaşanmaması da en büyük avantajlardan biri olacaktır. Üretim maliyetleri elbette çok farklı dinamiklere sahip. Ancak burada üretilecek yerli bir elektrikli aracın bize hem maliyet hem de rekabet açısından çok daha büyük bir avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Bu aracın fiyatlandırması da mutlaka bulunduğu segmentteki diğer araçlara göre rekabetçi bir şekilde yapılacak. Yerli üretim olması, fiyatlama açısından aracı en iyi ve en ulaşılabilir seviyeye koymamızı sağlayacak. Bu üretimle hem Avrupa’ya ihracatımız olacak hem de Türkiye iç pazarına satışımız olacak. Dolayısıyla, fizibilite açısından belli bir üretim adedine ulaşmamız gerekiyor. Ancak şurası kesin ki, yerli üretim bir elektrikli araç, ithal bir modele göre tüketici nezdinde fiyatlama açısından pozitif bir şekilde yansıyacaktır. Bizim şu anda sattığımız araçların zaten yüzde 60’ı yerli üretim modellerden oluşuyor. Bizim elektrikli araç pazarındaki asıl büyük sıçramamız, yerli üretim elektrikli bir modelle olacak.”


Kaynak: Haber Merkezi - Serhat TV