Altın Çakılırken Bitcoin Neden Uçuşa Geçti? Bu Ters Köşe Kalıcı Mı?
Altın düşerken Bitcoin neden yükseliyor? Fed kararları, spekülatif iştah ve piyasa dinamikleri bu ters korelasyonu besliyor. Bu durum geçici bir trend mi, yoksa yeni bir denge mi oluşuyor? Yanıtı makroekonomik gelişmelerde saklı.

Son dönem finansal piyasalarında gözlerden kaçmayan bir fiyatlama dinamiği yaşanıyor: Geleneksel güvenli liman altın geri çekilirken, kripto para piyasasının öncüsü Bitcoin değer kazanıyor. Bu tablo, klasik yatırım teorileriyle çelişiyor gibi görünse de, perde arkasındaki etkenler değiştikçe bu iki farklı varlık sınıfı arasındaki ilişki de farklı bir yöne evriliyor. Özellikle Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) para politikası adımları, hem altın hem de Bitcoin için kritik bir gösterge olmayı sürdürüyor. Piyasada oluşan faiz indirimi beklentileri, prensipte her iki varlık için de potansiyel bir yükseliş sinyali taşıyor. Zira düşük faiz ortamı, bir yandan altının elde tutma maliyetini azaltırken, diğer yandan Bitcoin gibi alternatif varlıklara olan talebi de körükleyebilir.
Fed Kararları İki Varlığı Nasıl Etkiliyor: Benzerlikler ve Keskin Farklılıklar Neler?
Ekoturk.com'un haberine göre; Ancak bu noktada önemli bir ayrım kendini belli ediyor. Bitcoin, doğası gereği altına kıyasla çok daha volatil ve spekülatif bir enstrüman olduğu için, aynı faiz indirimi beklentisinin altın üzerindeki etkisi %3-5 gibi sınırlı bir aralıkta kalabilirken, Bitcoin’de bu etkinin %20-30 gibi çok daha yüksek oranlara ulaşması mümkün olabiliyor. Bu durum, iki varlığın benzer temel makroekonomik beklentilere dayansa da, farklı hızlarda ve farklı ölçeklerde fiyatlandığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bitcoin’in fiyat hareketleri sadece genel makroekonomik verilerle değil, aynı zamanda kendi benzersiz hikâyesiyle de şekilleniyor. Regülasyon alanındaki gelişmeler, spot Borsa Yatırım Fonu (ETF) onayları, küresel düzeyde benimsenme oranındaki artış ve kurumsal yatırımcıların artan ilgisi gibi faktörler, Bitcoin’in daha spekülatif bir zeminde ve daha dinamik bir şekilde fiyatlanmasına neden oluyor.
Bu sebeple bazı analistler, “Dolar dışındaki tüm varlıklar doğası gereği spekülatiftir” şeklindeki görüşü, Bitcoin’in mevcut yükseliş trendine bir açıklama olarak sunuyor. Bu bakış açısına göre, altın değer kaybederken Bitcoin’in yükselmesi, geçici bir spekülatif eğilimin yansıması olabilir. Fakat bu ilginin aynı hızla tersine dönebileceği de unutulmamalıdır. Çünkü altının değerini aşağı çeken güçlü bir makroekonomik şok dalgası, Bitcoin için de benzer şekilde olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Bu Ters Korelasyon Kalıcı Olabilir mi, Yoksa Kısa Vadeli Bir Durum mu?
Altın ve Bitcoin arasındaki bu zıt yönlü hareketin kalıcı olup olmadığı konusu ise piyasalarda hâlâ yoğun bir şekilde tartışılıyor. Nihayetinde her iki varlık da dolar bazında fiyatlanmakta, piyasadaki likidite koşulları ve faiz oranı beklentileriyle yön bulmakta ve küresel risk iştahındaki değişimlerden doğrudan etkilenmektedir. Bugün yatırımcılar, Bitcoin’de daha hızlı ve daha yüksek kazançlar elde etme umuduyla, altını bir süreliğine ikinci plana atmış olabilirler. Ancak, Fed’in beklenenden daha sıkı bir para politikası duruşu sergilemesi (şahin bir tutum) ya da küresel risk algısının ani bir şekilde olumsuz yönde değişmesi, her iki varlığı da eş zamanlı olarak aşağı çekebilir. Bu da açıkça gösteriyor ki, altının düşüşüne neden olan bir faktör, pekâlâ Bitcoin’i de olumsuz etkileyebilir.
Dolayısıyla, altın ile Bitcoin arasındaki mevcut fiyatlama farkı, büyük ölçüde doğru zamanlamaya ve varlıklara özgü anlatıların farklılığına dayanıyor gibi görünüyor. Ancak, temel makroekonomik dinamikler aynı kaldığı sürece, bu ters korelasyonun uzun vadede sürdürülebilir olması pek olası görünmüyor. Bugün Bitcoin’in altına kıyasla pozitif bir ayrışma sergilemesi, belki de büyük resmin yalnızca bir bölümünü, hikâyenin sadece bir kısmını yansıtıyor. Asıl belirleyici olacak olan, bundan sonra yazılacak olan hikâyenin hangi varlık lehine gelişeceği. Bu kritik sorunun yanıtı ise Fed’in izleyeceği faiz patikasında, piyasanın genel güven algısında ve yatırımcıların risk tolerans seviyelerinde gizli.
Kaynak: ekoturk.com
FACEBOOK YORUMLAR