DARPA'dan Kablosuz Elektrikte REKOR! 8.6 KM'den 800W!
DARPA, POWER programıyla kablosuz elektrik aktarımında yeni bir rekora imza attı! 8.6 km mesafeden 800 watt güç aktarıldı. Uzaydan enerji transferi de gündemde.

Amerika Birleşik Devletleri ordusunun gelecekte kullanacağı yeni teknolojileri geliştirmekle sorumlu olan ve ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı bir devlet kurumu olarak faaliyet gösteren DARPA (Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı), kablosuz elektrik aktarımı konusunda yürüttüğü POWER programı kapsamında gerçekleştirilen son testlerde kendi rekorunu bir kez daha tazeledi.
DARPA, gelecek için hayati önem taşıyan pek çok yenilikçi çalışma yürütüyor. Bu çalışmalardan biri de Persistent Optical Wireless Energy Relay (POWER) adını taşıyan program. Bu iddialı program kapsamında kurum, özellikle enerji altyapısının bulunmadığı veya kısıtlı olduğu savaş alanlarında kablosuz olarak elektrik aktarımı gerçekleştirmeyi hedefliyor. “Enerji, savaş alanında temel bir para birimidir.” mottosuyla hareket eden DARPA, uzun bir süredir geliştirilmekte olan bu sistemle yeni ve etkileyici bir rekora imza attı. Daha önceki denemelerde lazer tabanlı bir enerji aktarımı gerçekleştiren POWER sistemi, 1,7 kilometre mesafede 25 saniye boyunca 230 watt güç aktarmayı başarmıştı. Yapılan son denemelerde ise bu başarı bir adım öteye taşınarak, tam 8,6 kilometre mesafede 30 saniye boyunca 800 watt gücünde bir aktarım başarıyla gerçekleştirilebildi. Bu alanda kendi rekorunu geliştiren kurum, yapılan denemeler kapsamında toplamda bir megajoule’den fazla enerjinin kablosuz olarak aktarıldığını da resmi olarak açıkladı. POWER programı ekibi, elde edilen bu önemli rekoru kutlamak amacıyla kablosuz olarak aktarılan enerjinin bir kısmını kullanarak esprili bir şekilde patlamış mısır yaptı.
Geçmişte Uzaydan Enerji Aktarımı Konusunda Hangi Önemli Gelişmeler Yaşanmıştı?
Bu son gelişmeden önce, enerji alanında bir başka dikkat çekici plan daha gündeme gelmişti. 2023 yılında Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (Caltech), bilim dünyasında büyük yankı uyandıran çok önemli bir başarıya imza atmıştı. Tam 1968 yılından bu yana teorik olarak masada olan bir planı ilk defa gerçeğe dönüştürdüklerini belirten bilim insanları, uzayda toplanan güneş enerjisini başarılı bir şekilde Dünya’ya iletmeyi başardı. Deneysel bir proje özelinde ulaşılan bu çığır açan başarı kapsamında, Caltech’ten bir grup araştırmacı, alçak dünya yörüngesinde bulunan Solar Power Demonstrator (SSPD-1) adlı merkezde yer alan “MAPLE” sistemi ile güneş enerjisi topladı, bu enerjiyi elektriğe dönüştürdü ve ardından Caltech’in Pasadena kampüsündeki bir çatıya yerleştirilen özel mikrodalga alıcılara gönderdi. Yani özetle, uzayda üretilen elektrik, kullanılabilir bir formda Dünya’ya ulaştırılmış oldu. Caltech’in Uzay Güneş Enerjisi Projesi (SSPP) eş direktörü Ali Hajimiri, konu hakkında yaptığı açıklamada, “Bildiğimiz kadarıyla daha önce hiç kimse, oldukça pahalı olan stabil ve sabit yapılar kullanarak bile uzaydan kablosuz enerji aktarımını bu şekilde göstermedi. Biz bunu esnek ve hafif yapılar kullanarak kendi geliştirdiğimiz entegre devrelerimizle başardık. Bu gerçekten bir ilk” ifadelerini kullanmıştı.
Japonya'nın Uzaydan Güneş Enerjisi Aktarma Planları Nelerdir ve Neden Uzay?
İşte bu heyecan verici konuda Japonya da aktif olarak çalışıyor ve ülke, çok uzun yıllardır uzaydan Dünya’ya güneş enerjisi aktarma hedefini taşıyor. Bu iddialı planı gerçeğe dönüştürmek amacıyla 2025 yılında ilk somut adımı atacaklarını belirten Japon bilim insanları, alçak dünya yörüngesine 180 kg ağırlığında ufak bir uydu gönderecek ve bu uyduyla yaklaşık olarak 1 kilovatlık bir gücü 400 kilometre yükseklikten Dünya'ya iletmeyi deneyecek. Söylenenlere göre, bu uzay aracında bataryayı şarj etmek için 22 metrekarelik geniş bir fotovoltaik panel yer alacak.
Peki, neden özellikle uzaydan enerji elde etme çabası var? Sonuçta Dünya üzerinde de güneşten enerji, yani elektrik üretebiliyoruz. Aktarıldığı kadarıyla, yörüngedeki güneş panelleri potansiyel olarak sınırsız bir yenilenebilir enerji kaynağı konumunda bulunuyor. Uzayda, güneş panelleri günün hangi saati olursa olsun sürekli olarak enerji toplayabilir (Dünya üzerinde ise doğal olarak gece saatlerinde üretim mümkün değil) ve üretilen enerjiyi gönderme yöntemi (genellikle mikrodalga tabanlı) konusunda bir bulut engeline de sahip değiller. Dünya üzerindeki güneş enerjisi santralleri, özellikle bulutlu günlerde çok büyük üretim kayıpları yaşarken, uzayda bu tür bir durum söz konusu olmuyor. Bu da uzay tabanlı güneş enerjisini son derece cazip bir seçenek haline getiriyor.
Kaynak: Haber Merkezi - Serhat TV
FACEBOOK YORUMLAR